27 Mayıs 2010 Perşembe

12. SAYIYLA MERHABA...

      Daha geçen sayıda "Acıya Karşı Sanat" başlığıyla grizuyu anmışken; bu kez 17 Mayıs'ta aynı acıyı yaşadık. Kâr ve rantın peşi sıra gelen umursamazlık ve "Ölümün Ağzı"ndaki ananın "içine tükürürüm" dediği "kader"... Ve başsağlığı dilekleriyle, bir sonraki kazaya kadar kapatılan konu!...

25 Nisan'da kentimize konuşmacı olarak gelen gazeteci-yazar Banu Avar, Mustafa Kemal'in "kömür ülkeyi ihya edecek servettir" sözünün üstünde durmuş, bize de "ülkeyi değil de egemenleri ihya edegelmiş" dedirtmişti. Ve bir kaç kızın okuyup adam olmasıyla eğitim işini(!) çözdüklerini sananlara; Kalkınma Ajansı'nın, Kent Konseyleri'nin, Kolejlerin, CIA'in verdiği eğitimi(!) anlatmıştı. Bu eğitimle gerizekâlılaşan ve düşünemez hale gelenleri...

Peki, bu ortamda nasıl sanat yapılır? Tam da bu ortamda üretir sanatçı elbette. Sanatçı tam da şimdi ulaşmalıdır herkese.

Mehmet Yılmaz Karaibrahimoğlu kapağımızda bu sayı. Kentimizde birçok konuda ilk adımı atan sanat emekçisi, Uğraş Dergisi'nin babası şairimizi, Ankara'dan eğitimci-yazar Müslüm Kabadayı değerlendirdi.

2 Temmuz'u unutturmuyoruz. Kemal Özer'in onlara adadığı şiirle birlikte, yitirdiğimiz isimlerin hiç yitmeyecek şiir ve karikatürleriyle, Sivas'ta ateşe düşenleri anıyoruz.

Zonguldak da Taksim'e çıktı! 1 Mayıs görüntülerimiz oradan. Ankara'dan Özgür Tiyatro Genel Sanat Yönetmeni Özgür Başkaya'nın; "Yaşadığımız kenti çoğaltmamız lazım. Başka şehirlere gidenleri eleştiriyorum" şeklindeki düşüncesini paylaşıyoruz.

12. sayımızda Zonguldaklı ressam Ayla Çetinkaya'yla yaptığımız söyleşiyi bulacaksınız.

Kadir Tuncer'in "Köçekler" üzerine araştırmasını merakla okuyacaksınız.

Kürşat Coşgun, Turhan Selçuk'u anlattığı yazısı ve desen çalışmasıyla dergide yer alırken, Alaaddin Kara maden öykülerine devam ediyor.

Bilgin Hasdemir'den yine, sonu sürprizli bir çeviri öykü. Özgün Deniz kısacık ama traji-komik bir öykü yazdı.

Şiirleriyle Ertan Taşdelen, Kaya Taşçakmak,  ve bu sayı dergimize katılan Zonguldaklı Mevlüt Kırnapçı'nın şiirlerini okuyacağız.

Ayhan Kiraz sürprizli çizgi öyküler çizmeye devam ediyor.
Şafak Tortu, Barış Ağca, Burak Özen ve İbrahim Akyürek'in fotoğrafları ilginizi çekecek. Ayrıca Bolu'dan kentimize gelen Ömer Aydın da çarpıcı doğa fotoğraflarıyla dergimize katıldı. Çizgi ve fotoğraflarla görsel zenginliğimiz devam ediyor.

Şair Aziz Kemal Hızıroğlu, şiir yıllıkları ve şairlik vasfı üzerine eleştirel bir değerlendirmesi ve şiiriyle dergimize katkı sundu.Özellikle edebiyatla ilgilenenlere yol gösterici bir yazı...

Barış Çoban, hazırlayıcıları arasında olduğu yeni kitaplardan birini tanıtıyor.

Yine bu sayıda, geniş olarak Devlet Tiyatroları ve Zonguldak Edebiyat Günleri'nin değerlendirmesini, etkinlik haberlerini yorumlarıyla beraber okuyacağız.

Dergimiz Haziran'da elimizde olacak. Ürünlerinizi, yorumlarınızı, eleştirilerinizi bekliyor, yaz sıcağında kimse sanatsız-kitapsız kalmasın diyoruz.

13. sayımızla Eylül'de görüşmek üzere...

ozlem-yucesan@hotmail.com, ozlemyucesan@gmail.com, ozlemyucesan@yahoo.com         adreslerinden bize ulaşabilirsiniz.

25 Mayıs 2010 Salı

ZONKİŞOT'UN 5. SAYISI MAYIS 2009'DA ÇIKTI !

Karikatürcü Mete Arif Tokmak editörlüğünde çıkan Zonkişot Dergisi'nde 5. sayıdan itibaren sorumluluk üstleniyorum.Büyük bir emeğin üzerine oturmakla beraber, kentimizin tek kültür-sanat yayınında yazı ve yorumlarımın dışında da ter akıtacak olmam beni mutlandırıyor.
Ülke düzeyinde ilimizin yetiştirdiği sanatçı Mehmet Yılmaz Karaibrahimoğlu'nun çıkardığı Uğraş Dergisi'nin ardılı görsek de Zonkişot'u, fazla böbürlenmeyeceğiz. İlkemizin ana ekseni mütevazılık olacak. Toplumun bir parçası olarak "toplumculuk" adına uğraş vereceğiz."Benci" düşünceyi sıyıracağız yakamızdan. Sanat başka ne için var ki..?
Kavganın alasının yapıldığı dünyamızda, ayakkabı boyacısının Zonkişot okuması gerektiğini söyleyecek kadar hayal gücüne sahip miyiz..? Yoz değerlerle çevrelendiğimiz günümüzde, her köşede, inadına sanat diyecek miyiz..? Sanatın, hayatımızın vazgeçilmezi, hatta adam olmanın gereği olduğunu herkese söyleyecek kadar cesarete ship miyiz..? Her atılan adımın, kundaktaki bebekten elden-ayaktan düşmüş yaşlı ve kimsesizlere sahaip çıkmaya kadar bir çok sonuç yarattığının ayırdında mıyız..?
"Bende Allah korkusu var" ya da "Ben özelleştirmeye, taşeronlaştırmaya karşı değilim; ama sosyal demokratım" "Oy ver seni 5 yıl yöneteyim" diyenler midenizi mi bulandırıyor..?
Günübirlik doğrulara göre hareket edenlere değil, emek vererek hak edenin çıkarlarına mı yönlendirme yapmak istiyorsunuz..? O zaman iradeniz, yazıp- çizdiğiniz Zonkişot olsun.
Zonkişot'u kültür-sanat dostu yazar ve duyarlı okurlarımızın katkılarıyla yaşatmak, düzenli, sürekli, nitelikli çıkarmak istiyoruz. Görüş, eleştiri ve önerilerinizi bekliyoruz.
                                                       Mayıs 2009 / Özlem Yücesan